Aslında ne yazsam diye düşünürken bir kaç konu üzerinde bu gece alınan Büyükşehirler de 48 saat sokağa çıkma yasağı sonrası ortaya çıkan manzaralar yeni bir konu ortaya çıkardı.
Kararın geçte olsa alınması zamanlama olarak tam da planlanmadan alınması, hatta daha kapsamli bir karantinanın uygulanması gerekliliği bir yana, karar sonrası insanların sokaklara akın ederek market fırın gibi işyerlerinde izdihama sebep olabilecek daha önemlisi günlerdir hassasiyet göstermeye çalıştığımız Sosyal mesafe kuralının yerle bir edilip adeta koronayı davul zurnayla karşılamaları beni dehşete düşürdü.
Bu kadar Cehalet bu kadar aç gözlülük, bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar aymazlık ayrıca psikolojimizi alt üst etti.
Virüsten daha tehlikeli olan da budur.
Bunca yapılan izalasyon, bunca tedbirler hepsi çöpe gitti.
Topu topu 2 gün evde ne varsa elimizdeki imkanlarla idare edemiyecek kadar aciz miyiz ?Çanakkale de günlerce aç susuz savaşan ve “Çanakkale Destanını” yazan o kahramanlarımızı hiç mi duymadık.
İnanın kemikleri sızlamıştır.
Ben şahsen hiç bir tereddüt duymadım.
Evde olanla idare ederiz.
Un varsa Ekmek yapar, yoksa makarna yeriz diyerek karşıladım durumu ve evdekilere de bunu söyledim “tamamdır” dediler konu kapandı.
Son olarak bu yüzümüzü kızartan, cehalet ve aç gözlülük görüntüsü manzaralar bizi insanlığimızdan utandırdı.
Bu da gösteriyor ki, toplumun en büyük sorunu cehalet ve açgözlülüktür. Hastalığın daha hızla yayılma Riskini ateşleyen bu güruh yaptığı büyük yanlışın ve oluşturduğu utanç ve tehlike durumunun farkında mıdır acaba?
Şimi kendi kendilerine bir sorsunkar bakalım oldu mu hiç?
Bu günleri tez zamanda atlatmamız dileğiyle…